Diyarbakır Bayan Arkadaş
Beni üzmeyecek iyi niyetli bir insan duymak ve bütün duygularımla bütün kalbimle onun olmak istiyorum. Ülkemizin en kalabalık ve en popüler şehirlerinden birisi olan, Güneydoğu’nun paris’i olarakbildiğimiz Diyarbakır şehrimizde erkek arkadaş arayan birçok olgun ve dul kadın, sevgili ayarla üniversiteli kızlar ve çok daha fazlası cep telefonu ve WhatsApp sohbet numaraları üzerime iletişim kurmak için internet sitemiz içerisinde kendilerine uygun erkek arkadaş alıyorlar. Bu bölümü kullanarak Dilediğiniz gibi Diyarbakır’dan ya da başka bir şehirden kendimize uygun olan, Dul yada bekar bir bayan arkadaş, Diyarbakır escort bayan zengin ya da fakir bir kız arkadaş bulabilirsiniz. Türbanlı tesettürlü açık yada kapalı Kürt ya da Türk ayırt etmeksizin internet sitemiz içerisinde hayalini kurduğunuz aşkım olabilmeniz için her türlü bayan arkadaşımız ve erkek arkadaşımızı ağırlıyoruz. Sitemizin hemen alt bölümünde tüm yazıların ücretsiz mesaj gönderme bölümü bulunmaktadır. Eğer sizlerde Diyarbakır’da telefonda sohbet etmek isteyen bayanlarla iletişim kurmak ve daha pratik daha kolay bir şekilde WhatsApp üzerinden görüntülü konuşarak sohbet etmek istiyorsanız sitemizin hemen alt bölümünde bulunan mesaj gönderme bölümünü kullanarak bayanlara mesaj göndermeniz gerekir.
Öte yandan Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Yöneticilerinin Veli KÜÇÜK ve Muzaffer TEKİN ile irtibatlı olduğu da bilinmektedir. Diğer taraftan Milli Güç Platformu ve Ulusal Birlik Platformu altında çok sayıda demeği toplayarak diğer Sivil Toplum Örgütlerini kontrol altına almayı amaçladıkları anlaşılmaktadır. Bu hususlar ilerleyen bölümlerde ayrıntılı olarak anlatılacaktır. Dolayısıyla elde edilen tüm bu deliller; Uluslar arası Noel Baba Barış Konseyi, Büyük Hukukçular Birliği Demeği, Ayasofya Demeği, Büyük Güç Birliği Demeği, Kuvva-i Milliye Demeği, Kuvayı Milliye Demeği, Milli Güç Platformu ve Ulusal Birlik Platformunun “ERGENEKON” terör örgütüne bağlı sivil toplum kuruluşları olduğu anlaşılmaktadır. Zaman zaman bu toplantılara örgütün yönetici kadrosunu oluşturan Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN ve örgüt üyesi Emin GÜRSES'in de katıldığı tespit edilmiştir. Öte yandan söz konusu sivil toplum örgütlerin gerçekleştirdikleri toplantı gösteri yürüyüş ve basın açıklamalanna bakıldığında, neredeyse belirtilen bu demeklerin birçok eylem ve gösteriye birlikte katıldıkları, bu gösteri ve eylemlere örgütün yönetici kadrosunu oluşturan şüpheliler Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Kemal KERİNÇSİZ, Oktay YILDIRIM, Fuat TURGUT, Emin GÜRSES ve Sevgi ERENEROL'un de bizzat katıldığı görülmüştür.
’ın İstanbul’da ikamet ettiğini, ancak Yüksekova’lı olduğunu, YEŞİL’in askerden güç aldığını, bunu Doğuda herkesin bildiğini, insanların bu şahsı sesinden tanıdığını çünkü pekçok kişiyle telefonla konuştuğunu, kendisi ile de YEŞİL’in birkaç kez konuştuğunu ve bir defasında kendisini ölümle tehdit ettiğini, Yüksekova’lıların babası Kadir Keremoğlu’nun başına gelenleri duydukları için fidye istendiğinde gidip gizlice verdiklerini ve insanların korku içerisinde olduklarını,” belirtmiştir. 1988 de yazılmış bir MİT RAPORU olduğunu ve bunun da ilgilisi tarafından üstlenildiğini ve Komisyona ifade verdiğini, bunun dışında MİT tarafından ortaya atılmış herhangibir rapor olmadığını, Abdullah Çatlı ile ilgili olarak arşivlerinde bilgi olabileceğini, talep edilmesi halinde iletebileceklerini Sedat Bucak’ın legal bir milletvekili olduğunu ve bu şahısla ilgili bir çalışma yapmadıklarını, istihbarat neredeyse orada olduklarını, gerektiğinde herkesi istihbarat işlerinde kullanabildiklerini, Susurluk kazasından sonra Başbakanlıkça iddialar hakkında MİT’in bir inceleme yapmasının istenildiğini, MİT’in de bu incelemeyi yaptığını ve sonuçlarını Sayın Başbakan’a sunduğunu, bu incelemede devlet içinde kontrolsüz bazı güçlerin varlığının bu olayla ortaya çıktığının ifade edildiğini, gayri kanuni belgelerin temini, pasaport vs.
Emniyette susma hakkını kullanmıştır. Şüpheli Mehmet Şener Eruygur 2004 yılında Jandarma Genel Komutanlığından emekli olduğunu, 2 yıldır ADD’nin Başkanlığını yaptığını, şüphelilerden Sevgi Erenerol'un kendisini iki defa aradığını, bir seferinde kilisede bir toplantıya davet ettiğini ancak gitmediğini, ikincisinde ise şüpheli Ergün Poyraz ‘ın gözaltına alındığında yardımcı olmasını istediğini, fakat kendisinin yardım etmediğini, şüpheli Veli Küçük'ü tanıdığını, kendisinden çok küçük rütbeli biri olduğunu, karşılaştıklarında selamlaştıklarını, ideolojik olarak da kendisine yakın hissetmediğini, şüpheli Levent Ersöz 'ü tanıdığını, Bursa bölge komutanı olduğunu, denetlemede kendisini beğendiği için İstihbarat Başkanı olarak atanmasını uygun bulduğunu, bir sene birlikte çalıştıklarını, çalışkan birisi olduğunu, şüpheli Hasan Atilla Uğur‘un 2 sene Teknik Daire Başkanlığında çalıştığını, kendisini işini iyi yapan insan olarak bildiğini, kendisinin şüpheli Hasan Atilla Uğur 'dan çıkan görüntü ve ses kayıtlarının alınması için herhangi bir talimat vermediğini ve bilgisinin olmadığını, şüpheli Ergün Poyraz 'ı Necip Hablemitoğlunun öldürülmesinden dolayı tanıdığını, konu ile alakalı olarak bilgi vereceklerini, sonra Şengül H. ile birlikte geldiklerini, daha sonra şüpheli Ergün Poyraz ‘ın zaman zaman yanına gelip gittiğini, oku de yazdığı kitapları takdim etmek için geldiğini, arkadaşlarının takip ettiğini, daha sonra herhangi bir sonuç çıkmadığını, İçişleri Bakanlığının da bu olayı bildiğini ve takip ettiğini, şüpheli Ergün Poyraz 'ın para karşılığı iş yapıp yapmadığını bilmediğini, kendisinin genel komutan olduğu için alt seviyedeki işlerle haberinin olmadığını, bu yüzden bilgi ve ilgisinin olmadığını, ancak kendisinin çalışkan, atak biri olduğunu, güvenlik problemi için de müracaat ettiğini, hasta olduğunu bildiğini, şüpheli Ümit Sayın 'ı Orduevinde şüpheli Hurşit Tolon‘nun tanıştırdığını, iki vesile ile kendisi ile görüştüğünü, birincisinde kitap takdimi ikincisi de ise Anıl Ç.
7.Bölümde “KEMALİZM'E BAKIŞ” başlığı altında; Perinçek'in uyguladığı siyasi çizginin halk kitleleri için antipatik olduğu, bu durumu sempatik hale dönüştürmek için Kemalizm'e sahip çıkma yöntemini kullandıkları, Kemalizm'i savunma merkezinden hareketle pek çok kurum, kuruluş ve kişilere karşı saldırabilme olanağı bulduğu belirtilmiştir. 8.Bölümde “TOPLUMA BAKIŞ” başlığı altında; Doğu PERİNÇEK'in uyguladığı politika ile iktidara gelmesinin mümkün olmadığını bildiğini, bu nedenle “örgütlenme” ve “örgütsel faaliyetler” ile mevcut rejimi devirerek yerine Marksist ideoloji türevi olan Mao Zedung sistemini getirmeye çalıştığı, ancak toplumun yapısının bu isteme uygun olmadığını bildiği, bu nedenle toplumdan alman güçle değil de örgütsel faaliyet ve provokasyonların sağlayacağı ivmelerden yararlanabilme yöntemini uyguladığı belirtilmiştir. Batı devletleri ve işbirlikçileri, Kürdistan Teali Cemiyeti – PKK örgütlenme modelini dayatıyorlar. PKK şu veya bu biçimde yasallaştınlmalı ve tepeden denetim altında tutulmalıdır. Ayrıca Atatürk ile Lenin'in görüşlerinin örtüştüğünü açıkça dile getirmesi Kemalizm'in gençler arasında gerçek anlamda anlaşılmasını engellediği ve kavram karmaşasına neden olduğu, Perinçek'e göre Mustafa Kemal Atatürk'ün ve Kemalizm'in ancak Marksist/Leninist/Maocu anlayış ile kavranabileceği belirtilmiştir. Bu anlayışa göre Kürt halk kitleleri Türklerle aynı partide örgütlenemez.